olmak turkkista suomeksi
âit olmak, ilgili olmak, mahsus olmak
havasında olmak
tuuli, to be in the mood to, for: haluttaa, huvittaa, tehdä mieli
alâmet olmak, delâlet etmek, (l tr kötüye) işâret olmak
gelecek olan, gelen, olmak üzere olan, yaklaşan
tuleva, lähestyvä
bilgi edinmek, bilgi temin etmek, gerçeği ortaya çıkarmak, law almak, aydınlatmak, çıkarmak, bir şeye neden olmak, bir şeye yol açmak, law elde etmek, meydana çıkarmak, öğrenmek, sağlamak, aydınlığa çıkarmak, tepki göstermek, tepkiye neden olmak
saada selville
t-check tr bariz olmak attention tr 2=was "bariz olmak" - assumed sum-of-parts, if an idiom, remove the wikilinks to the individual words. see User:Kephirgadgetsxte#Translation_fixing, dayatmak
pişman olmak
olmak
tarjoutua present itself, sattua, tapahtua to happen
(bir yerde) hazır olmak
sahip olmak, malik olmak
mani olmak, önlemek
ottaa valtaansa
neden olmak
syyttää syyttää virkarikos virkarikoksesta, nostaa nostaa virkasyyte
ardından gelmek, doğmak, izlemek, sonradan gelmek, sonucu olmak, takip etmek
sağlamak, garantiye almak, emin olmak
ayırdında olmak, farkında olmak
matkustaa, mennä
järkevä, järjellinen
sünnet etmek transitive, sünnet olmak intransitive
(birinin zararına) kefil olmak, dokunulmazlık vermek, korumak, teminat vermek
järkevä, järjellinen
itibarını kaybetmek, mahçup olmak, saygınlığını yitirmek, yüzü kalmamak
müteşekkir olmak, teşekkür borçlu olmak
hasta olmak, hastalikli, çekmek
arvostaa, pitää arvo arvossa
beter olmak
ymmärtää, havaita, erottaa
hayran olmak
nousta arvossa, kallistua
kulak misafiri olmak
borçlu olmak
olla adessive + 3rd-pers. sg. of olla, potea
-meli, -malı, lazım olmak, gerek olmak
hâkim olmak
kestää, kärsiä
aşık olmak
kendini vermek, teslim olmak, boyun eğmek, yenik düşmek
uymak, uyum sağlamak, adapte olmak
olla velkaa, olla veloissa
gereksinmek, gereksinim duymak, gereksinimi olmak, ihtiyaç duymak, ihtiyacı olmak, lazım olmak, gerekmek
zorunda olmak, lazım olmak, gerekmek, -meli, -malı
katsoa läpi sormien, jättää huomaamatta
düzgün davranmak, terbiyeli davranmak, görgülü davranmak, terbiyeli olmak, terbiyesini takınmak, edebini takınmak
örnek olmak, örneklemek
langeta, sortua
meşgul olmak
dejenere olmak, yozlaşmak, bozulmak, soysuzlaşmak
maksuaika antaa maksuaikaa
teslim olmak
destek olmak, desteklemek
tarvita, vaatia
tarvita, olla pakko
yoksun olmak
bulunmak, olmak
olmak, var olmak
berbat olmak
sınırdaş olmak
karşı çıkmak, itirazı olmak
fiyatı olmak
sahip olmak, usually expressed with expressions: "benim ...(I)m var" - I have, "senin ...(I)n var" - you have, etc.
puute, vajaus, vaje
l tr bahçe l tr işi l tr ilel tr işiyle meşgul olmakuğraşmak
göz kulak olmak, bakmak, gözetmek
esine, objekti